İletişim Bilgilerimiz

Söbücealan Köyü No:1 , Balya - Balıkesir

0850 969 06 10

[email protected]

Altın madenciliği kamu otoritelerinin iznine bağlı, çok sıkı regülasyonlarla faaliyet gösterilen bir sektör. İşletme izni Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığımıza bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından veriliyor. Çevresel etki konusunda ÇED raporunun da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanması gerekiyor.

Ormanlık alanlarda ağaçların durumu da dâhil olmak üzere madencilik amaçlı tüm faaliyetler için de Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan izin alınması zorunludur. Bakanlık onayı alınmadan herhangi bir işleme başlanması mümkün değildir.

Orman alanlarında gerçekleştirilen madencilik faaliyetleri için geçici olarak kullanılan alanlar Orman Genel Müdürlüğü’nün onayladığı rehabilitasyon projesine göre rehabilite edilerek Orman İdaresine teslim edilmesi yasal bir zorunluluktur.

Ülkemizde rehabilite edilerek doğaya yeniden kazandırılmış pek çok maden sahası bulunmaktadır. Maden sahasında tesisin kurulumu sırasında alınan izinler doğrultusunda arazi çalışmaları yapılacaktır.

Rehabilitasyon çalışmaları, madencilik faaliyetlerinin başlamasıyla birlikte eş zamanlı olarak planlanacak ve uygulanacak. Böylece işletme süreci boyunca etkilenen alanlar kademeli olarak doğaya yeniden kazandırılacak. Proje ömrünün son üç yılı ise bu süreçlerin yoğunlaştığı nihai rehabilitasyon aşamasını oluşturacak. Toplam rehabilitasyon kapsamında 5 katı dikim taahhüt ediyoruz.

Altınordu Madencilik bölgenin ana geçim kaynağının ağırlıklı olarak hayvancılık olduğunu göz önünde bulundurarak tüm planlamaları bu sektörlere zarar vermeyecek şekilde tasarladı. Bölgeye ulaşım sağlayacak yollar, hayvan meraları ve tarım alanlarından uzak tutulmuş, bu konuda büyük hassasiyet gösterilmiştir.

Altınordu Madencilik, yürüteceği faaliyetlerde, bölgenin biyolojik çeşitliliğini korumayı temel çevresel sorumluluklarından biri olarak kabul ediyor. Karlık Altın-Gümüş Madeni Projesi kapsamında da, proje alanı ve etki alanında yer alan flora ve fauna türlerinin belirlenmesine yönelik detaylı ekolojik değerlendirmeler gerçekleştirildi.

2021–2024 yılları arasında farklı mevsim dönemlerinde yapılan arazi çalışmalarıyla, proje sahasının bitki örtüsü, hayvan toplulukları ve habitat tipleri ayrıntılı olarak incelendi; türlerin endemizm durumu, tehlike kategorisi, bolluk düzeyi ve ulusal–uluslararası koruma statüleri değerlendirildi. Bu kapsamda oluşturulan flora-fauna envanteri ve risk-etki-tedbir matrisleri, proje faaliyetlerinin doğa üzerindeki etkilerinin en aza indirilmesi ve biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik stratejik planlamanın temelini oluşturuyor.


FLORA

Proje alanında gerçekleştirilen ekolojik değerlendirmeler sonucunda, Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı’na göre “EN (Tehlikede)” ve “VU (Hassas)” kategorilerinde yer alan dokuz endemik ve nadir bitki türü tespit edilmiştir. Bu türler; Cirsium balikesirense, Digitalis trojana, Crocus candidus, Feulago trojana, Corydalis wendelboi subsp. congesta, Rorippa thracica, Crepis rubra, Verbascum aschersonii ve Cyclamen hederifolium’dur. Bu türlerin korunmasına yönelik olarak Altınordu Madencilik tarafından hem doğa dışı hem de yerinde koruma uygulamaları başlatılmıştır.


EX-SITU (SAHA DIŞI) KORUMA

Gazi Üniversitesi Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hayri Duman danışmanlığında yürütülen çalışmalar kapsamında, proje alanında yayılış gösteren endemik türlerin tohumları ve rizomları bilimsel yöntemlerle toplanmıştır. Toplanan örnekler, genetik çeşitliliğin korunması amacıyla Türkiye Tohum Gen Bankası’na teslim edilmiştir.

Bu süreç, yalnızca bir toplama faaliyeti olarak değil, proje süresince devam edecek uzun vadeli bir bitki genetik koruma programı olarak planlanmıştır. Böylece, ilerleyen yıllarda yapılacak rehabilitasyon ve yeniden bitkilendirme çalışmalarında kullanılacak yerel türlerin genetik sürekliliği güvence altına alınmaktadır.


IN-SITU (YERİNDE) KORUMA

Endemik türlerin popülasyon kaybını en aza indirmek amacıyla, proje sahasında faaliyetlerden etkilenmeyecek uygun habitat alanları belirlenmiştir. Bu alanlarda, toplanan tohumlar uygun ekim dönemlerinde yeniden dikilerek, türlerin doğal yaşam döngülerine devam etmeleri sağlanacaktır. Bu uygulama ile bölgeye özgü bitki türlerinin sahadaki varlığı korunurken, madencilik faaliyetleriyle doğa arasında ekolojik denge ve sürdürülebilir uyum gözetilmektedir.

Altınordu Madencilik, yürüttüğü bu çalışmalarla yalnızca çevresel yükümlülüklerini yerine getirmekle kalmayıp, ülkemizin biyolojik mirasının korunmasına kalıcı bir katkı sunmayı amaçlamaktadır.


FAUNA

Fauna çalışmalarında, proje alanında kalıcı veya üreme amaçlı yerleşim gösteren hassas türlerin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte, sahadaki tüm yaban hayatının korunması amacıyla kapsamlı tedbirler uygulanacaktır.

İnşaat öncesinde tüm çalışanlara fauna tanıtımı ve çevre bilinci eğitimi verilecek, sahada karşılaşılan hayvanlara zarar verilmemesi, rahatsız edilmemesi ve avlanmaması konusunda bilgilendirme yapılacaktır. Bu bilgilendirmeyi desteklemek amacıyla, uygun alanlara uyarı tabelaları ve bilgilendirici materyaller yerleştirilecektir.

Faaliyet alanlarında hareket kabiliyeti sınırlı türlerin zarar görmemesi için inşaat öncesinde saha kontrolü yapılacak, tespit edilen bireyler güvenli alanlara taşınacaktır. Yaban hayvanlarının çalışma alanına girişini engellemek ve güvenliği sağlamak amacıyla, proje sahası çevresine koruyucu tel çit sistemi kurulacaktır. Bu önlemlerle, fauna üzerindeki olası etkiler en aza indirilecek ve bölgedeki ekolojik denge korunacaktır.

Gerçekleştirilecek koruma çalışmalarının etkinliği düzenli olarak izlenecek ve değerlendirilecektir. Flora ve fauna türleri üzerindeki olası etkilerin kontrolü amacıyla, ÇED raporunda taahhüt edildiği şekilde belirli periyotlarda izleme çalışmaları yapılacak ve sonuçlar ilgili kurumlara raporlanacaktır.

İzleme sonuçlarına göre gerekmesi halinde ilave koruma tedbirleri uygulanacak, böylece proje süresince ekosistemin sürdürülebilirliği güvence altına alınacaktır.

Altınordu Madencilik, tüm bu uygulamalarla doğaya duyarlı madencilik anlayışını güçlendirmeyi ve bölgesel ekolojik bütünlüğün korunmasına kalıcı katkı sağlamayı hedeflemektedir.